Öncelikle mutlaka bu örnek senaryoyu gözden geçir ve hemen ardından Youtube kanalında yayınladığım videoya göz at.
Video senaryosu "Fransız Formatı"na yakın
Sana verdiğim örnek senaryo tam anlamıyla doğru bir örnek değil aslında. Çünkü ben bu senaryoyu, videonun çekimleri bittikten sonra hazırlamıştım. Aslında o etkinliğe etkinlik fotoğrafı çekmek için çağırılmıştık. Üç kişiydik ve ikimizin uzmanlığı video üzerineydi. Etkinliğe gittiğimde ve Belçim Bilgin'le tanıştığımda, aklıma gelen ilk fikir sadece şuydu;
Etkinlik boyunca insanların birbirinin yanında olduğu, birliği temsil ettikleri ve birbirlerine destek olduklarını hissettiren görüntüleri video olarak kaydedecektik. Sonra üzerine Belçim Bilgin'in kendi sesinden okuyacağı bir metin yazacaktım ve çok kısa bir desteğe çağrı filmi yapacaktık. Çekimler esnasında fikrimi ekiple ve Belçim Bilgin'le paylaştım. Kardeşim Burak hemen çekimi organize etti ve fotoğraflar arasında video da çekmeye başladık. Fikre de son derece sıcak bakılmıştı.
Ofise dönüp görüntüleri ayıkladıktan sonra ben kafamda bir kurgu belirledim. Metni yazdım. Sonra da bu senaryoyu hazırlayıp, nasıl bir film olacağını tarif etmek için yetkili kişilere gönderdim. Çünkü eğer onay vermezlerse ve Belçim Bilgin'de seslendirmeyi kabul etmezse boşa uğraşmış olacaktık. Önden her şeyiyle filmi görmelerini sağlamam gerekiyordu. Bu senaryo zaten çekilmiş bir video için hazırlanmış oldu.
Bu yüzden çekim ya da kurgu talimatlarından ziyade, betimlemeler ve açıklamalar görüyorsunuz. Yine de biçim olarak iyi bir örnek. Sonuçta işe yaradı ve fikri kabul ettiler. Hemen kurgusuna oturdum. Bir kaç gün içinde herşeyiyle bitmişti. Önce BKM'nin resmi youtube sayfasında, sonra Hard Rock Cafe Global youtube sayfasında ve proje destekçilerinin sosyal medya hesaplarında olmak üzere her yere yayıldı ve biz 2016 Pembe Ekim'ini bu video ile duyurduk.
Eğer bu video henüz çekilmeden, bana bir brief gelseydi ve elimdeki taleplere göre bu videoyu üretecek olsaydım hangi kuralları uygulamam gerekirdi?
Buna bir bakalım;
Bu şablon şu anda internette ya da basılı eğitim dokümanlarında her nerede bakıp araştırırsan araştır kesinlikle bulamayacağın bir dosya. Video senaryosu hazırlama konusuna, ana kuralları ve sınırları bu şablona göre baz alıp, elindeki videonun hazırlığı neye ihtiyaç duyuyorsa ona göre kendince bir düzenlemeye gidebilirsin.
Unutma, "Senaryo" bir hikayenin ekrana yansımasını sağlayacak ekibe, hikayeyi en doğru şekilde yansıtabilecekleri uygulama talimatlarını verdiğin bir çeşit kılavuz, yol gösterici.
Elindeki yazılı dokümanın öyle bir tavrı olmalı bu talimatları verirken;
Hem fazla ve gereksiz detaylara girerek karıştırmamalı hem de olabildiğince açıklayıcı ve net olmalı ki sen yazar olarak yazıp verdikten sonra, eline alan herkes sen orada ol ya da olma bu talimatları bire bir uygulayabilsin. Anlayabilsin. Bunu sağlayabildiğini düşündüğün sürece bu formatı kendine göre daha özgün bir biçimde de kullanabilirsin. Video senaryosunda, film ya da dizi senaryosundan daha özgürsün bu özgün yaklaşım konusunda.
Müzik klibi senaryoları, reklam filmi senaryoları ve kamu spotu senaryolarının biçimleri de video senaryosuna benzer
Evet biçimsel olarak benzerler ama talimatların çalışma mantığı ve uygulanışları bakımından birbirlerinden farklı olan bazı ekstra kuralları var. Çünkü özünde baktığınızda, ne kadar sinamatik olmaya başlamış olursa olsun, müzik klipleri birer video klip ve reklam filmleri be kadar büyük prodüksiyonlarla gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin özünde birer videolar. Onlara kendi içeriklerinde detaylıca değineceğim. Video çok geniş bir alan. Pek çok çeşidi var ve yineliyorum evet özünde kullanmamız gereken talimatlar dizisi kuralları bu şekilde olsa da videonun çeşidine ve ne için üretildiğine göre senaryo kurallarında değişiklikler söz konusu.
Önce videonun ne olduğuna bakmakta fayda var.
Sinemanın başlangıcına gidersek sadece film vardı. Yani çekilen görüntüler film dediğimiz özel bantların üzerine yazılıyor, yıkanıp, renk işleminden geçtikten ve birleştirildikten sonra, oynatıp izleyebileceğimiz bir seri görüntü çıktısı veriyordu. En temel ve sade haliyle bakarsak süreç böyle işliyordu. Aslında insanlar film izliyorum derken, o makarayı oynattığını kastediyorlardı. Filmler fiziki ürünlerdi, dokunabildiğin, taşıyabildiğin ürün çıktılarıydı ve yeni film geldi dendiğinde alsında gerçekten ellerine yeni bir film makarası geliyordu. Senin benim şu an DVDlerden, internetten, Netflix'den izlediğimiz filmler gibi canlanıyor kafamızda bu konu hep ama öyle değildi.
Sonra filmler ortadan kalkıp - evet hala bu işin romantizmini yaşamayı tercih eden ve bu zorluğu imkanları dahilinde tamamen zevki bir şekilde göğüsleyen bazı filmciler geleneği devam ettirmeye çalışıyor ama filmler ortadan kalktı demeye devam edebileceğimiz kadar azınlıktalar - yerlerini dijital görüntü kayıt makinaları aldığında video piyasaya girmiş oldu. Video kameralarda kaysettiğin görüntüleri direkt olarak kasetten alıp izleme şansın vardı. İzleyebilmek için yıkanmalarını beklemen gerekmiyordu. Sonra dijital projeksiyonlar çıktı. Bir süre salonlarının mevcut sistemlerine uyum sağlamak için makaralarla çalışılmaya devam edilse de, dijital projeksiyonlar salonlarda yerini almaya başladı. Aslında bir süre sonra hepimiz topluca sinema salonlarda bir araya gelip televizyon izliyor olacağız. Bunu duygusal bir tepkiyle sizi proveke etmek için söylemiyorum. Teknik olarak baktığınızda artık film diye bir şey yok. Gerçek olan bu. Sinema salonlarının, sadece evimizde asla izleyemeyeceğimiz büyüklükte, ses ve görüntü kalitesinde ve daha bir sürü kendi kendimize sahip olmayacağımız lüksle gözümüzü boyamaya çalışmalarının sebebi bu zaten. Neyse, bu konu üzerine yazılmış çok iyi bir yazı var. İlgini çekerse okumak için tıkla!
Şu anda baktığınızda sinema filmleri, reklam filmleri, müzik klipler, kısa filmler çok çok fazlası dijital kameralarla çekiliyor. Buna rağmen sinema ve televizyon için üretilmiş ve on beş dakikanın üzerindekilere film demeye devam ederken, bu sürenin altında kalan ve özellikle dijital platformlara özel üretilmişlere video diyoruz. Bu noktada ikisini birbirinden ayıran tek şey aslında senaryoları yani hikayenin aktarılış tarzı, kurgulanış biçimleri ve üretilme amaçlarıymış gibi görünüyor. Bu ayrım için başka bir açıklama bulamıyorum. Bence hepsi video. Bana kalsa yaptığım işleri bir gün bir "Uzun Metraj" çeksem de video olarak tanımlarım. Sonuçta neyin uzun metrajı, metraj mı kaldı?
Bu detaylar konumuzun çok içinde değil biliyorum ama etrafında. O yüzden fazla uzatmadan bir video izlemenizi öneriyorum. Film - Dijital mevzuuna yaklaşımım İlker Canikligil'le aynıdır. Sizi ona yönlendiriyorum. Bu bağlantı yardımıyla direkt dinlemeye başlayabilirsin.
Yani sen eğer 15' yı geçmeyecek bir film tasarlıyorsan kafanda, elinde böyle bir hikaye varsa, bunu yayınlamak için sinema salonlarını değil de dijital platformaları tercih ediyorsan ve bu filmi üretme tekniğin, amacın ve hikayenin kurgusu gereği,
Infografik
Animasyon
Video art
Moda filmi
Tanıtım filmi
olarak adlandırılabilecekse, mutlaka senaryosunu bu şablonda olduğu gibi video senaryosu formatını kullanarak yazmalısın.
Video Senaryosu Yazarken Dikkat Etmen Gerekenler
Şablon içinde kuralları yerli yerinde olsun diyerek kısaca aktardım ama bazı başlıklar için detaya girmemiz gerekiyor. dokümanda yazman gereken her şeyi tek tek inceleyelim.
Başlık
Sana tavsiyem videon için etkileyici bir isim bulman. En az bir sinema filmine isim buluyormuş ve bu isim afişlerle tüm caddeleri kaplayacakmış gibi düşünerek üret. Eğer etkileme değil bilgi verme hedefi taşıyan bir video üreteceksen, video isminin hemen yanına hizmet ettiği amacı özetle. Tıpkı benim Pinktober filminin başlığında yaptığım gibi.
Brief
Bu kısmı doldururken, hedeflerine, ele aldığın konuya ve ikna edici olmaya çalış. Süslü laflar olmak zorunda değiller. Belirli bir formülü takip etmek zorunda da değiller. Ama iletişimi iyi kurmak zorundalar. Cümlelerin iyi konuşmalı. Doğru konuşmalı. Bu da şöyle mümkün olabilir;
Bu videonun amacı nedir?
Bu videoyu her gün internette dolaşan milyonlarca videodan daha önemli kılan ne?
Bu videonun izleyicisi kimdir? Kimleri hedef alıyorsun?
Videonun konusu ne?
Görüntüleyenler video bittiğinde ne almış olacaklar?
Harekete geçirme mesajın nedir? Görüntüleyenlerin videoyu izlemeyi bitirdikten sonra ne yapmasını istiyorsun?
Bunları düşünerek cevaplar gibi yazmalısın birefini. Eğer bu video senin tasarladığın bir hikayeyei değil de, müşteri tarafından sana verilen bir hikayeyi kapsayacaksa, sipariş üzerine yazacaksan da bunları müşterine sorarak, briefi onun tarafından aldığın cevaplara göre doldurman gerekiyor. Eğer sen müşteriye onların isteği dışında götüreceksen onları ikna etmene yardımcı olacaktır. Ortada bir müşteri yoksa, çekeceğin zaman yanında olacak oyuncuları ve ekip arkadaşlarını nasıl bir işin içinde oldukları ve bilinçli bir şey yapmak üzere olduğunuz konusunda bilgilendirecektir. Güven verir.
Görsel Talimatlar
1) Videoda yer alacak görsellerin tamamı için tüm talimatları sol sütuna yaz. Bu talimatlar, videonda yer alacak stok görüntüler olabilir, grafik animasyonlar olabilir, video ekibinin yaptığı çekimden elde edilecek görüntüler olabilir.
2) Talimatları direkt ve net bir şekilde belirt.
3) İşitsel talimatlarla eş zamanlı olarak videoda yer alacak görsellerin sağ sütundaki akışı takip ettiğinden emin ol.
4) Görsellerin ekranda kalma süresini iyi takip et. Video zamanlamasının akışı bu talimatların kontrolünde olmalı.
İşitsel Talimatlar
1)Videoda yer alacak her tülü ses talimatı için sağ sütunu kullan.
2) Talimatları direkt ve net bir şekilde belirt.
3) Görsel talimatlarla eş zamanlı olarak videoda yer alacak seslerin ve anlatıların sol sütundaki akışı takip ettiğinden emin ol.
4) Ses talimatlarını her bir ses çeşidi için ayrı bir renkle yazarak birbirinden tür olarak ilk bakışta ayrılabilmesini sağla. Çünkü;
Eğer bir anlatıcı varsa yani videoda dış ses kullanılacaksan onun dış metni,
Eğer özel müzik kullanacaksan bu müziğin ya da şarkının ismi ve kullacağın versiyonuna dair detay bilgiler,
Eğer ses efektleri olacaksa efektlerin betimlemeleri,
Eğer oyuncuların diyaloglu bir oyunu varsa onların diyalog metinleri,
Alt alta ses talimatı olarak yazılacak ve senin her seferinde bu müzik, bu diyalog, bu dış ses, bu ses efekti diye belirtmen gerekecek. Ama başlıkta bunları renkleriyle ayırabilirsen, sütunun içindeki talimatları tek okumada ayırt edilebilmesini sağlamış olursun.
Süre
Süre, aşağı yukarı kafanda senaryoyu bitirdikten sonra bir kaç kez kontrol ederek belirleyebileceğin bir şey ve sunmadan belirleyebilmen çok önemli. Aşağı yukarı da olsa mutlaka süreyi belirt. Çünkü eğer ortada sipariş veren ya da potansiyel bir müşteri varsa, ne kadarlık bir video alacağını, bu videoyu sosyal medyada nasıl değerlendireceğini vs düşünecektir. En kilit şeyse artık zaten elindeki videoyu sosyal medyada olabildiğince fazla değerlendirme konusu. Bunu sakın atlama. Ne amaçla yazarsan yaz videonu, şunu mutlaka değerlendir;
Bu videonun sosyal medyanın şu, şu, şu platformalarında yayınlanabilecek, şu kadarlık versiyon ya da versiyonları, sonradan kurguyla çıkar mı? Çıkmazsa senaryoya ekstra ne eklemen lazım?
Süre hesaplamada zorlanırsan, ekibinle ya da arkadaşlarınla bir kaç kere okuma yap derim. Müziğin belliyse müzikle kontrol edebilirsin. Eş zamanlı aynı süreyi yakalayıp yakalamadıklarına bakarak. Görselleri hayal edersin. İster çekilecek olsun, ister stok kullanılacak olsun, ister çizilecek olsun, videonun içinde ne çeşit bir görsel kullanacak olursan ol bunları gözünde canlandır ve ekranda ne kadar süreyle duracağına aşağı yukarı karar ver. Diyaloglarından yararlanabilirsin. Okuma provası yapar ve süre tutarsın. Tamamının söylenmesi ne kadar sürüyor, aradaki sessizlikler ne kadar vs gibi hesaplamalarla içinden çıkılabilir bir sonuca ulaşırsın.
Son bir öneri
Çok yüksek ihtimalle sen bu video senaryosunu henüz çekmeden yazacaksın. Ya da sadece yazacaksın ve çekecek birilerini ikna edeceksin ya da bu senaryo bir şekilde hayata geçsin diye para bulmaya çalışacaksın. Videolar için de yapımcılar bulabilirsin. Bu yapımcılar genelde direkt olarak markaların pazarlama birimleri oluyor. Çünkü video tarihinde ve bugün hala en çok pazarlama alanında kullanıldılar. Şimdi de sıra dijital marketingde. Artık her marka yılda maksimum 2 ya da 3 tane anca yaptırabildiği televizyon reklam filmlerinin yanında dijital platformlar için en az 5-10 tane video hazırlatıyor. Yazdığın bir hikaye vardır, video türlerinden birini seçersin, türün gerektirdiği malzemeler üzerinden talimatlarla senaryonu hazırlarsın, hikayeni sahiplenecek ve kullanabilecek bir marka tespit eder, yazdığın video senaryosunu markaya ulaştırırsın. Bu mümkün.
Bundan üç yıl önce, tek başıma yazıp çektiğim ve kurguladığım ikinci işim olan bir videoya şöyle hazırlanmıştım. Eğer bugünkü bilgiler elimde olsaydı, bu hikayeyi çok profesyonel bir video senaryosu olarak kağıda döker, mutlaka bir kadın markasıyla iletişime geçer ve bu fikri onlara satardım. Ama o zamanlar bu konuda çok bilgisizdim. Sadece bol bol hayal ediyordum.
Gördüğün gibi, o zamanlar senaryoya ya da kurallara dair en ufak bir fikrim dahi yok, hikaye odaklıyım
Bir not defterim vardı. Hikayelerimi rastgele küçük gelişigüzel notlar olarak o deftere yazardım. Bu hikaye de onlardan biriydi. Kafamda müzik tamamdı, mekan tamamdı. Her şeyi hayal edebiliyordum. Video sanki bitmiş ve gözümün önündeydi. Ama sıra bu videoda oynamasını istediğim insana yani Merve'ye fikrimi anlatmaya geldiğinde defterdeki karalamalar yetersiz kalacaktı, anlatsam benim gibi hayal edemeyebilirdi. Ben de bu şekilde bir hikaye - duygu aktarımı yolu buldum. Daha önce sadece metin yazarlığı yapan bir insandım. Filmlere ve videolara dış ses metinleri, sloganlar yazıyordum. Başkalarının zaten hazırlığını, çekimini yaptığı işler için yazıyordum. İlk defa kendi yazdığım şeyi kendim çekecektim. Aklımdaki müziği, mekanla ilgili referans görselleri, Merve'nin hayalimde canlanan görüntüsüne, kılık kıyafetine ve imajına dair referansları ve bu metni Merve'ye mail attım. Hemen kabul etti. Tıpkı benim gibi hissedebilmişti her şeyi ve biz bu videoyu sadece 45' da çektik. Çekimden önce de yarım saat hareket provası yapmıştık.
Her şey kafamda tamamdı. Merve de ben de hikayeyi gerçekten hissedebiliyorduk. Yazar bendim ve hissetmiştim. Yönetmen bendim ve hissediyordum. Oyuncu hissetmişti. Zaten başka ekip yoktu. Her şey yolundaydı. Bu doküman geyet yeterliydi.
Ama bu videoyu çekmeye tek başıma gitmeseydim ve yanımda ne çekeceğimizi anlatmam gereken bir produksüyon ekibi olsaydı ya da çekmeye gitmeseydim bir başkasının çekmesi için yazmış olsaydım, bununla hiçbir yere varamazdım. Sadece videonun duygusunu aktarmak için ek bir malzeme olurdu elimde. Hepsi bu.
Videoyu da izlemeni çok isterim. Bu bağlantıyı kullanarak görüntüleyebilirsin. Projenin diğer videolarını izlemek istersen Vimeo kanalıma göz atabilirsin. Serinin diğer videoları da bu şekilde bir dosyayla çekimde yer alacak oyunculara gönderilmişti. Yine çalışmıştı. Çekimde sorun yaşamamıştık. Yine de o zaman video senaryosunun nasıl yazıldığını biliyor olsaydım, sana verdiğim şablondaki kuralları uygulamaya özen gösterirdim. Kesinlikle daha profesyonel görünürdüm.
Comments